Salı, Ocak 24, 2006

rejime başlıyoruz!
bir evden diğerine taşınmanız gerekiyorsa -ki pek yakında onun ayrıntılarına da değinilecektir- fark edeceğiniz gerçeklerden biri de yazlık giysilerinizin kışlık giysilerinizden çok daha güzel olduğu olabilir. bunun sebeplerinden biri de muhtemelen yazın zayıflayıp kışın şişmanlayan bir bünye olmanızdır. tabii bunu "bünye meselesi" olarak kestirip atmak en basitinden yalan olacaktır. eğer yazın bikini gazına gelip kışın balinaya dönüşüyorsanız, bilin ki yalnız değilsiniz.
neyse, sanırım bu konuda yapılabilecek bir şey yok. biz yine de yaz mevsimine hazırlanabiliriz şimdiden. bu havada iyi olacaktır gerçekten de.
öncelikle yapılması gereken şey ikna olmaktır. eğer şu an taşımakta olduğunuz ağırlıktan hiçbir şikayetiniz yoksa, başlamanıza da gerek yok. ayrıca bu işin en önemli sırlarından biri de alacağınız sonuçtan duyacağınız mutluluğun farkında olmaktır. vereceğiniz birkaç kilo, sizi çikolatadan alacağınız birkaç ısırık kadar mutlu edemeyecekse, yol yakınken vazgeçin.
ayrıca bu işin başka avantajları olduğunu da aklınızda bulundurabilirsiniz. buyrun size birkaç örnek:
-ev dışında çok fazla yemek yemeyeceğinizden parasal açıdan rahatlar, haftanın sonunu getirme sıkıntısı çekmezsiniz.
-üzerinize yemek dökmezsiniz. leke olmaz.
-dişinizin arasında yeşil bir şey kalmaz.
-nefesiniz soğan kokmaz.
-artan paranızla bir dolu alış veriş yapabilir, zayıflamaya başlayınca yaptığınız alışverişten keyif alırsınız iyice.
bunun dışında metodoloji konusunda çok fazla ipucu vermeme gerek yok. herkes kendi tekniğini buluyor nasıl olsa bir şekilde. kaldı ki rejime başlayınca bir şekilde kendinizi ilgilenir bulduğunuz kadın dergileri de bu konuda oldukça yardımcı olacaktır.
öncelikle elinizdeki bisküviyi bırakmakla başlayabilirsiniz.
Nasıl yalnız yaşanır bölüm 1.

“Yalnız yaşamak” için başta ihtiyaç duyulan şey kendi kendine tahammül edebilecek kapasitede bir insandır. Bunu aslında beceremeyen ama yine de yalnız yaşamaya baş koymuş insanlar görülmüştür ancak hiçbirinin sonu hayırlı olmamıştır. Nedir bu sonlar derseniz ev arkadaşı edinenler, genellikle ütüyle konuşanlar ve evlenenler diyebiliriz. Bu grupta sonu en iyi bitmiş olanlar genellikle ütüyle konuşanlardır. Onlar kendilerine olan tahammülsüzlüklerini bir canlıyla değil de ütüyle giderirler; böylece toplum da daha sağlıklı kalır.
Ana konumuza dönmemiz gerekirse lütfen devamını sadece kendi kendine tahammül edebilecek kapasitedeki yalnız yaşama adayları okusun.
Öncelikle sizi tebrik etmek istiyorum. Demek kendinize tahammülünüz var. Bu durumda çok fena yalancısınız kimse kendi kendine her zaman tahammül edemez. İnsan evladı kendi canını sıkmakta üstüne olmayan bir türdür.
Bu noktadan sonra demek oluyor ki şimdi yalnızca yalancılara klavuzluk edicem.
Böyle buyuralım:
Yalnız yaşama adayı öncelikle kendine başını sokacak bir çatı, etrafını kaplayacak en az dört duvar ve bir adet kapı bulmalıdır. Bu adaya önerim penceresi de olan bir mekanı tercih etmesi olacak. Mesken bulunduktan sonra, bu meskenin temizliği, gerekiyorsa badanası, su borularının tamiratı, muslukların elden geçirilmesi gibi bir takım angarya işler yapılmalıdır. Bu angarya işlerin klavuzluğunu başka bir bölümde vermek şimdi ki planlarım arasında ama emin de değilim, ne de olsa yalnız yaşıyorum. Bu angarya işleri yapmasanız da olur, ama sonra içerde otururken üzerinize 5. yalnız ay itibariyle çökecek uzmanların “yalnız tembelliği” olarak adlandırdığı hastalık belirince o zaman sürekli su akıtan aptal bir boruyla dertlemeye başlamanız muhtemeldir, benden söylemesi.
Eve eşyaları aldınız. Yerleştiniz. Bravo.
İlk gece: bu yeni yaşam alanında geçirilen ilk gece boya kokusundan bayılmadıysanız son derece keyiflidir. Yok ben kokusuz pahalı boya aldım diyosanız haberler iyi. Çünkü bütün gece boyunca büyük ihtimalle aktiviteden aktiviteye koşacaksınız. Şimdi film izliyim, biraz daha sesini açiymlerden internete bakiym, entry giriym allahımsın sözlüke dönüşecek, eğer biraz yaratıcıysanız hulahop çevirme, tuhaf giysiler giyip evin içinde gezmeye kadar varacaktır. Gece ilerleyip saçmalamalar tükenince de bir türlü uyuyamayabilirsiniz çünkü evin içinde kimse uyumuyordur, bir uyku etkileşimi almazsınız ya da kimse artık “size yat uyu artık” dememektedir.
İlk ay: ilk ay “her gün eve gitmek isteme ayı” olarak nitelenebilir. Bu ay ve takip eden birkaç ay hava şartları da zaten kötüyse yalnız yaşamanın tadını ya da bokunu çıkarırsınız. Sonunda yalnız kalmanın sevinci henüz tazedir. Yaşanan olumsuzlukları hiç umursamazsınız. Evinizi temiz tutarsınız, yemekler pişirirsiniz. Sonra evi pisletirsiniz, bulaşıkları biriktirip paso dışardan yersiniz ve acayip mutlu olursunuz çünkü kimse size etrafı pislettiğiniz için trip atmaz. Bi de küvette biriken saçlar sadece size aittir.
Beşinci ay: bu ay yalnız yaşayan tembelliğine yakalandığınız ay olarak da anılır. Herşeye sonra yaparım demeye başlarsınız. Arada yaparsınız da. ‘hadi dışarı çıkalım’ telefonuna ‘yaa sonra çıkarızzz’ dediğiniz gibi çıktığınız zaman da ‘eve sonra giderimm’ demeye başlarsınız. İşlerinizin uzayacağını burdan garanti edebilirim. Ama benim garantime inanmayın, ne de olsa yalnız yaşıyorum. Bunun yanı sıra bu aralarda evinize sıkça uğrayan arkadaşlarınız olmaya başlar. Bu arkadaşların son kullanma tarihi genellikle bir süre sonra geçer. Eğer geçmeyeceğinden endişeleniyorsanız endişelenmeyin, hiç gerek yok. Bu arkadaşlar eğer küçük bir evde yaşıyorsanız tek ya da genellikle üçlü gruplar halinde, daha büyük ve yatak kapasitesi yüksek bir evde yaşıyorsanız yatak kapasitesinin 2 kişiyi açıkta bırakacak sayıda gelirler. Açıkta iki kişinin kalmadığı durumlar da görülmüştür, bu durumlarda ev sahibinin herkesi bir yatağa yerleştirebildiği için haklı bir gurur yaşadığını da belirtmeliyim. Ama özellikle tek gelenlere rastlanır. Bu arkadaşlar evinizin belli bir köşesinde dururlar, bir süre sonra yerlerini başkalarına bırakırlar.
Onuncu ay: uzun süre kendi evinizden başka bir yerde yaşayamama ayıdır. Bu aylarda aile evine dönüş yapıldığında bir kaç günün sonunda arızalar çıkmaya başlar. Ayrıca hepsi de sizin kendi gıcıklığınızdan doğar. Bunun farkındaysanız ekstra gıcık olursunuz.
2.yıl: artık deneyimli bir kullanıcı olursunuz. Çoğunlukla umarsız bir tavır içine girersiniz. Eve ilginiz azalır ama umursamazsınız. Bu halde eve böcek ilacı takviyesinde bulunmanız gerekebilir.

Eve dadanan böceklerle yaşama sorunsalı:

Kalorifer böceklerinden kurtulmanın en kesin yolu zirai ilaçlama dükkanlarından edinebileceğiniz zehirdir. Karıncalardan kurtulmanın yolu.......... yoktur. Elbet bir gün giderler. Domates yaprağı, kesik limon gibi bir takım kurtulma yollarından söz edilir. Ancak eğer evdeki karıncalar ordu halini aldıysa bu da pek işlevli bir yöntem değildir. Evde dolaşan karıncları takip etmek gibi bir aktiviteyse uzun vadede akıl sağlığınıza zararlı olabilir. Bu nedenle bu aktiviteyi daha nadir yapmanızı önermeliyim. Haftada bir mesela.. Örümcekleri izlemekse daha az zararlı bir aktivitedir. Çünkü kendileri genelde ağında sabit bir şekilde durmaktadır. Böylece takip edeyim derken kafa göz yarmak daha olanaksız olur. Ama bir örümceğe bağlanmak, onu ev arkadaşı olarak görmek duygusal fırtınalara yol açabiliyor, bunu da belirtmeliyim.