Cuma, Temmuz 06, 2007


prokrastinasyon kurbanları için valiz hazırla(yama)ma rehberi.

başlıkta kullandığım tuhaf sözcük için özür diliyorum değerli okuyuculardan. ingilizce sözcük kullanmak istemedim, ancak tam bir türkçe karşılığı da olmadığı bu şekilde dile getirmek durumunda kaldım. bir ara bir türkçe karşılık bulmak istiyorum ona aslında. ama şu anda daha önemli işlerim var.

evet. dün geceden yorgun argın kalmış vaziyette eve geldiniz. yarın çok uzun bir aradan sonra uzak diyarlara doğru yola çıkacaksınız. uçağınız akşamdı öyle değil mi? eh, o halde valiz hazırlamak için daha çook vaktiniz var.

ne diyorduk. eve geldiniz. annenizle kısa bir sohbet edip birbirinize yapmış olduğunuz alışverişler hakkında rapor verdiniz. ardından bilgisayarınızı açıp dün gece evde olmadığınız için bir süredir ihmal etmiş olduğunuz rutin kontrolleri yaptınız. bu sırada valiz hazırlamanız gerektiği gerçeği sizi yavaş yavaş tedirgin etmeye başladı. bu konuda bir blog yazısı yazabileceğiniz geldi hemen sonra aklınıza.

kafanızda bu düşüncelerle televizyona doğru yöneldiniz. en sevdiğiniz dizi mi başlamış? yoksa tüm diziler en sevdiğiniz dizi mi oluvermiş? artık doğru seçenek hangisiyse, kanepeden doğrulmak istemiyorsunuz. bu esnada nasıl bir yazı yazacağınızı düşünüyorsunuz.

bilgisayarla televizyon arası gidip gelirken akşam yemeği saati geliyor. yemek yerken öncelikle bir liste yapmanız gerektiğini düşünüyorsunuz. ardından birkaç dizi daha seyrediyorsunuz. bu sırada listeye neler yazmanız gerektiğini düşünüyorsunuz.

tekrar bilgisayar başına geçip blog yazınızı yazmaya başlıyorsunuz. iyice uykunuz geliyor. salona gidip esnemeye başlıyorsunuz. anneniz size, "yat evladım, yarın hazırlanırsın," diyor, sözünü dinliyorsunuz.

sabah kalktığınızda güzel bir kahvaltı edeceksiniz. gazetelere bakacaksınız. yanınızda götürmek isteyip yıkamayı unuttuğuz giysileri yıkayacak ve vaktinde kurumalarını dileyeceksiniz. acaba önce bir manikür-pediküre mi gitsem diye düşüneceksiniz. blog yazınızı tamamlamaya uğraşacaksınız. sonra artık yavaş yavaş hazırlanma vakti gelecek. valizinizi odanızın orta yerine koyacaksınız. odanızın dağınıklığı gözünüze batacak. bir süre oda toplamaya çalışacaksınız. duş almanız gerektiği aklınıza gelecek. evden çıkma saatiniz iyice yaklaşınca işe koyulacaksınız.

heyecanlı geçen birkaç saatin ardından valizinizin üstüne oturup fermuarını çekeceksiniz. ancak yolda giymeyi planladıklarınızı da koyduğunuzdan sonra yeniden açıp kapatmanız gerekecek. cep telefonu şarj cihazınızı, lens solüsyonunuzu, bikininizi, bilgisayarın ara kablolarını, yeterli sayıda iç çamaşırını almayı unutmayacaksınız. ancak yanınıza birbirine uydurulamayan pantolon ve üstler aldığınızı, ya da valize koyduğunuz tüm tişörtlerin hemen hemen aynı renkte olduğunu sonradan fark edecek, yaban ellerde ufak çaplı sinir krizleri geçireceksiniz. çünkü moraliniz yanınıza çok az sayıda kitap almış olmanız ve aldığınız kitapların da sizi hiç açmamış olması sebebiyle zaten bozuk olmuş olacak.

iyi yolculuklar.